Hastaneye kalp krizi ile gelen hastaya halk arasında anjiyo olarak bilinen ‘koroner anjiyografi ve anjiyoplasti’ işlemiyle müdahale ederek balon ve stent uygulayıp tıkalı damarları açıyoruz. Böylece tıkalı damarların açılmasıyla kalp krizi sona eriyor. 1977 yılından beri 43 yıldır uygulanan bu işlem milyonlarca insanın hayatını kurtardı.
Bugün anjiyoyla ilgili bana en çok sorulan sorulara cevap vermek istiyorum.
Kime anjiyo yapıyoruz?
Acil şartlarda kalp krizi geçiren hastalara damarları açmak ve kalp krizine son vermek için yapıyoruz.
Kalp damar hastalığından şüphelendiğimizde damarlarda tıkanıklık olup olmadığını tespit etmek ve varsa hasta kalp krizi geçirmeden tıkalı damarları açmak amacıyla da anjiyo yapıyoruz. Bu, hastaların en fazla endişeli oldukları ve soru sordukları durum. Çünkü hastaneye yürüyerek gelip anjiyo masasına yatıyorlar. Oysa bu inceleme tıkalı damarların kalp krizi geçirmeden tespit edilmesini sağlayarak hayat kurtarabiliyor.
Peki anjiyo riskli bir işlem mi?
Anjiyoyu hafife alan ya da bu işlemden aşırı derecede korkan hastalar ile karşılaşıyoruz. Her iki yaklaşım da doğru değil. Anjiyografi ve balon-stent işlemleri genel olarak güvenli işlemler .Standart bir anjiyografi işleminde ölüm riski binde 1-2 civarında ancak acil şartlarda kritik durumdaki hastalarda ve damar yapısı, darlığı yapısal olarak kötü olan hastalarda risk artıyor.
Her anjiyo da stent takılır mı?
Damarlar tıkalıysa anjiyo işlemi sırasında ince bir balonlu katater ile tıkanıklık bölgesinde balon şişirerek o bölgeyi genişletme ve beslediği kalp dokusunda kan akımını arttırmayı amaçlıyoruz.
Balon anjiyoplasti dediğimiz bu işleme hemen her zaman stent dediğimiz ağsı yapıya sahip metal bir tüp yerleştirilmesi ile devam ediyoruz. Yerleştirdiğimiz stent damarın açık kalmaya devam etmesini sağlıyor. Kullandığımız bir çok stentin üstünde daha uzun süre açık kalmasını sağlayacak bir ilaç emdirilmiş durumda , Nadiren ilaçsız stentler de kullanıyoruz.
Kardiyoloji Uzmanı